13 - باب
صَدَقَةِ
الْخُلَطَاءِ
13.
ORTAK VE KARIŞIK MALLARIN ZEKATI
قَالَ
يَحْيَى :
قَالَ
مَالِكٌ فِي
الْخَلِيطَيْنِ
: إِذَا كَانَ
الرَّاعِي
وَاحِداً، وَالْفَحْلُ
وَاحِداً،
وَالْمُرَاحُ
وَاحِداً،
وَالدَّلْوُ
وَاحِداً،
فَالرَّجُلاَنِ
خَلِيطَانِ،
وَإِنْ
عَرَفَ كُلُّ
وَاحِدٍ
مِنْهُمَا
مَالَهُ مِنْ
مَالِ
صَاحِبِهِ(462).
قَالَ
: وَالَّذِي
لاَ يَعْرِفُ
مَالَهُ مِنْ
مَالِ
صَاحِبِهِ
لَيْسَ
بِخَلِيطٍ،
إِنَّمَا
هُوَ شَرِيكٌ.
قَالَ
مَالِكٌ :
وَلاَ تَجِبُ
الصَّدَقَةُ
عَلَى
الْخَلِيطَيْنِ
حَتَّى
يَكُونَ
لِكُلِّ
وَاحِدٍ
مِنْهُمَا
مَا تَجِبُ
فِيهِ
الصَّدَقَةُ،
وَتَفْسِيرُ
ذَلِكَ
أَنَّهُ
إِذَا كَانَ
لأَحَدِ
الْخَلِيطَيْنِ
أَرْبَعُونَ
شَاةً
فَصَاعِداً،
وَلِلآخَرِ
أَقَلُّ مِنْ
أَرْبَعِينَ
شَاةً،
كَانَتِ
الصَّدَقَةُ
عَلَى
الَّذِي لَهُ
الأَرْبَعُونَ
شَاةً،
وَلَمْ
تَكُنْ عَلَى
الَّذِي لَهُ
أَقَلُّ مِنْ
ذَلِكَ
صَدَقَةٌ.
فَإِنْ
كَانَ
لِكُلِّ
وَاحِدٍ
مِنْهُمَا مَا
تَجِبُ فِيهِ
الصَّدَقَةُ،
جُمِعَا فِي الصَّدَقَةِ،
وَوَجَبَتِ
الصَّدَقَةُ
عَلَيْهِمَا
جَمِيعاً،
فَإِنْ كَانَ
لأَحَدِهِمَا
أَلْفُ
شَاةٍ، أَوْ
أَقَلُّ مِنْ
ذَلِكَ
مِمَّا
تَجِبُ فِيهِ
الصَّدَقَةُ،
وَلِلآخَرِ
أَرْبَعُونَ
شَاةً أَوْ
أَكْثَرُ،
فَهُمَا
خَلِيطَانِ،
يَتَرَادَّانِ
الْفَضْلَ
بَيْنَهُمَا
بِالسَّوِيَّةِ
عَلَى قَدْرِ
عَدَدِ
أَمْوَالِهِمَا،
عَلَى
الأَلْفِ بِحِصَّتِهَا،
وَعَلَى
الأَرْبَعِينَ
بِحِصَّتِهَا(
İmam Malik'ten:
Aynı çobanın güttüğü, bir tek erkeği bulunan, bir ağılda barınan, bir kaynaktan
sulanan hayvanlar iki kişiye ait iseler ve herkes malını ayrı ayrı
tanıyabiliyorsa, bu kişilere karıştıran denir. Şayet sahipleri mallarını
tanımıyorlarsa bu takdirde karıştıran değil, ortak sayılırlar.
îmam Malik der
ki: Malları karışık halde (bir arada) bulunan müslümanların her birinin maları
ayrı ayrı zekata (nisaba) baliğ olmadıkça bunlara zekat düşmez. Mesela: Malları
karışık olan iki kişiden birinin kırk koyunu varsa, bunun zekatını verir,
kırktan aşağı sayıda koyunu olana ise zekat düşmez. Her birine ayrı ayrı zekat
farz olursa, her ikisi toplam mal üzerinden zekatlarını verirler.
Mesela,birinin bin veya daha az koyunu, diğerinin de kırk veya daha fazla
koyunu olsa ve bunlar bir arada karışık olarak bulunsalar bin koyunu olan o
aranda, kırk koyunu olan da o aranda, toplam verdikleri zekatı malları oranında
hesap ederek ödeşirler.
قَالَ
مَالِكٌ :
الْخَلِيطَانِ
فِي الإِبِلِ
بِمَنْزِلَةِ
الْخَلِيطَيْنِ
فِي الْغَنَمِ
يَجْتَمِعَانِ
فِي الصَّدَقَةِ
جَمِيعاً
إِذَا كَانَ
لِكُلِّ وَاحِدٍ
مِنْهُمَا
مَا تَجِبُ
فِيهِ الصَّدَقَةُ
وَذَلِكَ
أَنَّ
رَسُولَ
اللَّهِ r قَالَ : «
لَيْسَ
فِيمَا دُونَ
خَمْسِ
ذَوْدٍ مِنَ
الإِبِلِ
صَدَقَةٌ ».
وَقَالَ
عُمَرُ بْنُ
الْخَطَّابِ
فِي
سَائِمَةِ
الْغَنَمِ إِذَا
بَلَغَتْ
أَرْبَعِينَ
شَاةً شَاةٌ.
وَقَالَ
يَحْيَى :
قَالَ
مَالِكٌ :
وَهَذَا أَحَبُّ
مَا سَمِعْتُ
إِلَىَّ فِي
ذَلِكَ.
imam Malik der
ki: Koyunların karışık halde bulunmaları ile doğan zekat hükmü develerinkinde
de aynıdır. Her bir ortağın devesi ayrı ayrı zekata ulaşıyorsa, toplam mal
üzerinden zekatları verilir. Çünkü Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle
buyurmuştur: «Beş deveden az sayıdaki develere zekat düşmez.»
Ömer b. Hattab da
şöyle buyurmuştur: «Otlaklarda sürüler halinde yayılarak beslenen koyunların
zekatı kıi'kta birdir.»
قَالَ
مَالِكٌ :
وَقَالَ
عُمَرُ بْنُ
الْخَطَّابِ :
لاَ يُجْمَعُ
بَيْنَ
مُفْتَرِقٍ
وَلاَ
يُفَرَّقُ
بَيْنَ
مُجْتَمِعٍ
خَشْيَةَ
الصَّدَقَةِ.
أَنَّهُ
إِنَّمَا
يَعْنِي
بِذَلِكَ
أَصْحَابَ الْمَوَاشِي.
قَالَ
مَالِكٌ :
وَتَفْسِيرُ
قَوْلِهِ :
لاَ يُجْمَعُ
بَيْنَ
مُفْتَرِقٍ.
أَنْ يَكُونَ
النَّفَرُ
الثَّلاَثَةُ
الَّذِينَ
يَكُونُ
لِكُلِّ
وَاحِدٍ
مِنْهُمْ
أَرْبَعُونَ
شَاةً، قَدْ
وَجَبَتْ
عَلَى كُلِّ
وَاحِدٍ مِنْهُمْ
فِي غَنَمِهِ
الصَّدَقَةُ,
فَإِذَا
أَظَلَّهُمُ
الْمُصَدِّقُ
جَمَعُوهَا لِئَلاَّ
يَكُونَ
عَلَيْهِمْ
فِيهَا إِلاَّ
شَاةٌ
وَاحِدَةٌ،
فَنُهُوا
عَنْ ذَلِكَ.
وَتَفْسِيرُ
قَوْلِهِ :
وَلاَ
يُفَرَّقُ
بَيْنَ
مُجْتَمِعٍ. أَنَّ
الْخَلِيطَيْنِ
يَكُونُ
لِكُلِّ وَاحِدٍ
مِنْهُمَا
مِائَةُ
شَاةٍ
وَشَاةٌ، فَيَكُونُ
عَلَيْهِمَا
فِيهَا
ثَلاَثُ شِيَاهٍ،
فَإِذَا
أَظَلَّهُمَا
الْمُصَدِّقُ
فَرَّقَا
غَنَمَهُمَا, فَلَمْ
يَكُنْ عَلَى
كُلِّ وَاحِدٍ
مِنْهُمَا
إِلاَّ شَاةٌ
وَاحِدَةٌ،
فَنُهِيَ
عَنْ ذَلِكَ
فَقِيلَ : لاَ
يُجْمَعُ بَيْنَ
مُفْتَرِقٍ،
وَلاَ
يُفَرَّقُ
بَيْنَ مُجْتَمِعٍ
خَشْيَةَ
الصَّدَقَةِ.
قَالَ مَالِكٌ
: فَهَذَا
الَّذِي
سَمِعْتُ فِي
ذَلِكَ(
îmam Malik; «Hz.
Ömer'in "Ayrı ayrı malları olan kişiler zekat verme korkusundan mallarını
toplayamazlar. Toplu olanlar da ayrılamazlar" sözünü şöyle açıklıyor. Her
birinin kırkar tane koyunu olan üç kişiyi varsaysak, bu durumda üçüne de ayrı
ayrı bir koyun zekat vermek farz olur. Zekat memuru geldiği zaman üçünün
koyunlarını toplayıp bunların toplamları üzerinden bir koyun zekat alırsa toplanmaması
gerekenler toplanmış olur ve üç koyun alacağı yerde bir koyun almış olur. Bu
yasaklanmıştır. «Zekatı hesaplanırken ayrılmayıp üstüste toplanması gerekenle»
ilgili olarak da şöyle der: Malları karışık bulunan iki kişiden her birinin
yüzbirer tane koyunu olsa, bu durumda bunlar mallarının toplamından üç tane
koyun zekat olarak vermelidirler. Zekat memuru gelince koyunlarını ayırırlarsa
o zaman herbirinin bir koyun zekat vermesi gerekir. Bu da yasaklanmıştır. Bu
yüzden şöyle denmiştir. «Fazla zekat vermekten korktuğunuz için ayrı ayrı
düşünülüp ona göre zekatı tesbit edilecekleri toplayarak, üstüste toplanarak
zekatı tesbit edilecekleri de ayrı ayrı toplayarak zekattan kaçmayınız.»
İmam Malik der
ki: Bu konuda benim duyduğum hüküm budur.